Bu çalışmada; vasiyetnamenin kanundaki tanımına ve hukuki niteliğine değinilmiş ve vasiyetnamenin geçerlilik şartları ile iptali hususları ele alınmıştır.
Bu çalışmada; vasiyetnamenin kanundaki tanımına ve hukuki niteliğine değinilmiş ve vasiyetnamenin geçerlilik şartları ile iptali hususları ele alınmıştır.
Vasiyetname ile mirasbırakana ait mirasın nasıl paylaştırılacağı, belirli sınırlamalar dahilinde kişilere ne kadar miras bırakılacağı belirlenebilir. Böylece, vasiyetname ile mirasbırakanın mirası vefatından sonra vasiyetnameye uygun olarak dağıtılabilir. Bu, aile içinde anlaşmazlıkların önüne geçebilir.
Vasiyetname, mirasbırakanın son istek ve arzuları ile mirasının paylaşım esaslarını belirleyen yazılı belge veya sözlü beyandır. Vasiyetname resmi memur huzurunda yapılabileceği gibi miras bırakanın kendi el yazısı ile veya koşulları varsa sözlü beyan yolu ile de geçerli bir şekilde yapılabilir. Vasiyetnameler tek taraflı olarak yapılan ölüme bağlı tasarruf işlemleridir. Türk Medeni Kanunu (“TMK”) md. 531’de “Vasiyet, resmî şekilde veya mirasbırakanın el yazısı ile ya da sözlü olarak yapılabilir” şeklinde düzenlenmiştir.
Vasiyetnameler yöneltilmesi gerekmeyen irade beyanı ile yapılan tek taraflı ölüme bağlı tasarruflardır. Mirasbırakan vasiyetnamesinden; yeni bir vasiyetname yaparak, vasiyetnameyi yok ederek veya vasiyetnameye konu belirli bir malı vasiyetle bağdaşmayan başka bir tasarrufta bulunarak da vasiyetnameden dönebilir.
Şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflar numerus clausus (sınırlı sayı) prensibine tabidirler. Bunlar vasiyetname ve miras sözleşmesidir. Mirasbırakan şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflardan birini seçmelidir. Mirasbırakan, vasiyetnamelerde yalnızca kanunun öngördüğü vasiyetname türlerinden birini seçebilir ve seçilen vasiyetname türünde de o tür için öngörülmüş şekil şartlarına uymak zorundadır. Bu şekli anlamda ölüme bağlı tasarrufların numerus clausus prensibine tabi olmasından kaynaklanmaktadır.
Vasiyetnameler resmî şekilde, mirasbırakanın el yazısı ile veya sözlü olarak yapılabilir. Mirasbırakan bu şekillerden biri ile vasiyette bulunabilmekte ise de kanun koyucu bu şekillere bazı sınırlamalar getirerek ortaya çıkabilecek sorunları önlemeyi amaçlamıştır.
Vasiyetname Yapabilme Ehliyeti
TMK md. 502’ye göre “Vasiyet yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip ve on beş yaşını doldurmuş olmak gerekir”. Maddede vasiyetname yapabilme ehliyeti iki şarta bağlanmıştır: Ayırt etme gücüne sahip olma ve belli bir yaşı doldurma.
Ayırt Etme Gücü
Ayırt etme gücü TMK md. 13’te “Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir” şeklinde düzenlemiştir. Kısaca kişinin yaptığı hukuki işlemin sebep ve sonuçlarını anlayabilecek durumda olmasını ifade eder. Vasiyetnamelerde de kişinin vasiyetname yapmanın sebep ve sonuçlarını anlayabilecek durumda olduğu hallerde ayırt etme gücünün varlığı kabul edilir.
Ayırt etme gücü, vasiyetnamenin yapıldığı anda bulunmalıdır. Kişinin vasiyetname yapmadan önce veya vasiyetname yapıldıktan sonra ayırt etme gücünün olmaması önemli değildir, geçerliliği etkilemez. Vasiyetnamenin yapıldığı sırada bulunmayan ayırt etme gücünün sonradan kazanılması da vasiyetnameyi geçerli kılmaz. Ayırt etme gücüne sahip bir kişinin kısıtlı olması, vasiyetname yapma ehliyetini ortadan kaldırmaz.
Yaş
TMK md. 502’de düzenlendiği üzere, ayırt etme gücüne sahip olan kimse vasiyetname yapma ehliyetini kullanabilmek için on beş yaşını doldurmuş olmalıdır. Kanun, kişiye daha ergin olmadan vasiyetname yapma imkanı vermiştir. Bunun nedeni vasiyetname yapmanın kişiye sıkı sıkıya bağlı mutlak bir hak olmasındandır. Bunun anlamı vasiyetnamelerde yasal temsil yasağının bulunmasıdır. Kısacası on beş yaşını doldurmuş olmak koşuluyla ayırt etme gücüne sahip küçük ve kısıtlılar, serbestçe vasiyetname yapabilirler. Aynı durum TMK md. 429’a göre kendilerine yasal danışman atanan kimseler için de geçerlidir.
Vasiyetname Türleri
Vasiyetnameler, ikisi olağan biri istisna olma üzere üç türde düzenlenir. Olağan vasiyetnameler resmi vasiyetname (TMK md. 532) ve el yazılı vasiyetnamelerdir (TMK md. 538). İstisna vasiyetname türü ise sözlü vasiyetnamelerdir (TMK md. 539).
Resmi Vasiyetnameler
Resmi vasiyetnameler TMK md. 532’de “Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Resmi vasiyetnamelerde uyulması gereken şekil kuralları ve tanıklarda aranacak nitelikler ise yine Kanun’da ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
El Yazılı Vasiyetnameler
El yazılı vasiyetnameler TMK md. 538’de “El yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna kadar mirasbırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur. El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hâkimine veya yetkili memura bırakılabilir” şeklinde düzenlenmiştir. Kanun bu vasiyetnamelerde nitelikli adi yazılı şekli geçerlilik şartı aramaktadır. Burada şekil şartının gerçekleşmiş sayılması için, sadece imzanın el yazısı ile olması yeterli olmayıp düzenleme tarihinin de bulunması şart olarak aranır. Ayrıca tarih dahil bütün metnin mirasbırakanın el yazısı ile yazılmış olması da geçerlilik şartıdır.
Mirasbırakan, vasiyetnamesinde her zaman değişiklik yapabilir. Bu değişiklikler, metnin çizilmesi ya da silinmesi şeklinde olabileceği gibi yeni eklemeler şeklinde de olabilir. Vasiyetname tamamlanmadan önce ve sonra yapılan değişikliklerde geçerlilik için farklı usuller yer alır.
Sözlü Vasiyetname
Sözlü vasiyetnameler istisnai bir ölüme bağlı tasarruf işlemi olup, TMK md. 539’da “Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir. Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler. Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okur yazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Sözlü vasiyetname istisnai olup, mirasbırakan için sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağı doğarsa, bu tarihin üzerinden bir ay geçince sözlü vasiyet hükümden düşer.
Vasiyetnameler kanunda öngörülmüş olan geçerlilik şartlarının yerine getirilmesiyle kurulmuş olur. Ancak bazı hallerde vasiyetnameler sakat hale gelebilir.
Ehliyetsizlik (TMK md. 557/1)
TMK md.557/1’e göre vasiyetnamelerde ölüme bağlı tasarrufu yapan kimse, tasarruf anında ölüme bağlı tasarruf yapma ehliyetine sahip değilse tasarruf iptal edilebilir.
İrade Sakatlıkları (TMK md. 557/2)
TMK md .557/2’ye göre vasiyetnamelerde tasarruf; yanılma (hata), aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa vasiyetnameler iptal edilebilir.
İçeriğin Hukuka veya Ahlâka Aykırı Olması (TMK md. 557/3)
Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise yapılan tasarruf işlemi için iptal davası açılabilir. Ahlaka aykırılıktan söz edebilmek için sadece ölüme bağlı tasarrufla güdülen saikin ahlaka aykırı olması yeterli değildir, ölüme bağlı kazandırmanın kendisinin ahlaka aykırı olması gerekir. Ölüme bağlı kazandırmanın niteliğinin ahlaka aykırı olması açısından mirasbırakanın bunu önceden görmüş ve tasvip etmiş olmamasının önemi yoktur.
Şekil Noksanı (TMK md. 557/4)
Ölüme bağlı tasarruflarda şekil kurallarına uyulmaması sağlararası tasarruflardan farklı olarak kesin hükümsüz değil, iptal edilebilirlik sonucunu doğurur. Ancak bu sebeple iptale gitmeden önce tahvilin (çevirme) mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir.
Şekle aykırılık kural olarak bütün ölüme bağlı tasarrufun iptal edilmesi sonucunu doğurur. Ancak TMK md. 558/3 bu kurala bir istisna getirmiştir. Sadece resmi vasiyetnamelere uygulanan bu hükme göre, şekil eksikliği vasiyetnamenin yapılmasına resmi memur ya da tanık olarak katılan kimseler ya da eşleri veya hısımları lehine ölüme bağlı tasarruf yapmaktan ibaretse, o zaman sadece o tasarruflar iptal edilip diğerleri geçerliliklerini devam ettirir.
Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu doğrultuda vasiyetname ile ilgili olan herkesin iptal sebeplerinden birinin varlığı halinde yargı mercilerine iptal davası için başvurma hakkı saklıdır.
TMK md. 557’de belirtilen sebeplerin biri ile sakat olan vasiyetname kendiliğinden hükümsüz olmayıp mirasbırakanın ölümü ile birlikte geçerli bir tasarrufmuş gibi hüküm doğurur. Hüküm doğurması istenmiyorsa bozucu yenilik doğuran bir dava olan iptal davasının açılması ya da belirli şartlar varsa sakatlığın def’i olarak ileri sürülmesi gerekir. Vasiyetnamelerin iptalinde mahkemenin vermiş olduğu bozucu yenilik doğuran karar ölüm anına (mirasın açıldığı ana) kadar geçmişe etkilidir. İptali davasının TMK md. 559’da öngörülen hak düşürücü süreler içinde açılması gerekir. Bu süreler geçirilirse artık iptal davası açılamaz ve vasiyetname sakat olmaktan kurtulur. Vasiyetnamenin iptaline ilişkin karar kural olarak yalnızca taraflar arasında hüküm ifade eder. Yani iptal davası kim tarafından açılmışsa onun yönünden uygulanabilirliğini kaybeder, diğer kişiler yönünden geçerliliğini korur.
16.12.2022 / Yazan: Beyza ÖZDEMİR